ÜNLÜ FİZİKÇİLER VE GÖRÜLERİ
EBU BEKİR EL RAZİ
Asıl adı Muhammed bin Zekeriya olan Ebu Bekir el Razi Rey kentinde İS 864 yılında doğmuş ve yine aynı kentte İS 925 yılında ölmüştür. Fizik, felsefe, tıp, kimya alanlarında eserler vermiştir.
Türk kökenli olan Ebu Bekir el Razi doğduğu şehir olan Rey’de felsefe, matematik, doğa bilimleri ve astronomi eğitimi yaptıktan sonra Bağdat ve başka İslam şehirlerinde öğrenimini tamamladı. Daha sonradan da Tıp öğrenimi gördü. Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışan Razi’nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı el-Havi adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar en önemli başvuru kaynağı olmuştur.
Ebu Bekir el Razi’nin önemi İslam dünyası içinde ilk defa doğa felsefesini savunan kişi olmasıdır. İS 750 yılından sonra Türk ve Pers kültürlerinin katılmasıyla kozmopolit bir hal alan İslam her alanda ilerleme kaydetmeye başlanmıştır. Bu dönemde birçok İslam şehrinde büyük kütüphaneler kurulmuştur. Bunlar aynı zamanda araştırma merkezleriydi. Antik çağa ait birçok kitabın çevirileri yapılmıştır. Antik çağda Thales’le başlayıp gelişen doğa felsefesinin İskenderiye kütüphanesinin yakılmasıyla kesintiye uğramasından sonra İslam uygarlığı içinde tekrar doğuşu Ebu Bekir el Razi ile olmuştur. Bunun yanı sıra Aristoteles ve idealizm felsefesinin takipçisi Farabi’yi ve idealizm ve doğa felsefesini birleştirmeye çalışan İbni Sina’yı önemli isimler arasında sayabiliriz. Ebu Bekir el Razi İslam içindeki önemli akımlarla çatışmaya girmiş ve İslam uygarlığı içinde Thales benzeri bir gelenek kuramamıştır. Daha sonraları Moğol istilası ve Haçlı seferlerinin sonucu olarak bu gelişme durmuştur. Bilhassa Moğol istilası bu elde edilen gelişmelere büyük darbe vurmuştur. Sadece Sivas kütüphanesinin yakılmasında 250.000 kitap yok olmuştur.
Bu dönemde İslam uygarlığının en önemli başarısı Budistlerden aldıkları rakamlarla antik dönem eserlerden elde ettikleri geometriyi sentezleyerek analitik geometri ve cebiri geliştirmeleridir. İspanya’daki Endülüs uygarlığı aracılığıyla bilhassa İbni Rüşd ve diğer bilim adamlarının eserlerinin Latinceye çevrilmesi Bertrand Russell’ın deyimiyle Avrupa uygarlığının doğuşu olmuştur.
ISAAC NEWTON
25 Aralık 1642 tarihinde Woolsthorpe kentinde dünyaya gelen Isaac Newton fiziğin en önemli isimleri arasında yer alır. İlk aynalı teleskopu geliştirmiş, renk ve ışığın niteliğine açıklık getirmiş, evrensel kütle çekimi yasasını ortaya atarak fizikte devrim gerçekleştirmiştir.
Isaac Newton
Newton doğumundan 3 ay önce babasını kaybetmiştir. Bir çiftçi ailesinin çocuğu olan Newton 12 yaşında Grantham’daki King’s School’a başlamıştır. 1661′de buradan mezun olan Newton aynı yıl Trinity College’a girdi. 1665′de buradan mezun olan Newton lisans üstü çalışmalarına başlayacağı sırada veba salgını baş gösterdi ve üniversite kapatıldı. Bunun üzerine Newton 2 yıl annesinin çiftliğinde kaldı. Burada çalışmalarına devam etti. 1667′de Trinity College’a öğretim görevlisi olarak geri döndüğünde sonsuz küçükler hesabının ( difransiyel ve integral ) temelini atmıştır. Daha sonra da ışığın yapısını açıklamış ve evrensel kütle çekimi kanunu ortaya atmıştır. Ancak çekingen olan Newton fizikte devrim yaratacak bu fikirlerini çok uzun yıllar sonra yayınlamıştır. Örneğin sonsuz küçükler hesabını 38 yıl sonra yayınlamıştır. Lisans üstü çalışmalarını tamamlayan Newton 27 yaşındayken Cambrige Üniversitesinde matematik profesör olarak getirilmiştir. 1671′de aynalı teleskopu geliştirerek Royal Society’e seçildi. Ama burada özellikle Robert Hooke tarafından şiddetle eleştirilmesi Newton’u iyice içine kapanık hale getirdi. Bilim dünyasıyla ilişkisini kesen Newton 1678′de ruhsal bunalıma girdi. Yakın dostu ünlü astronom Edmond Halley’in çabalarıyla 6 yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü. Ve 2 yıl içinde efsanevi yapıtı Principia’yı yayınladı. Bu eser büyük ses getirdi.Kitabın yayınlandığı yıl kral II. James tarafından Katolik’liği yayma çalışmalarına direniş gösteren Newton, kral düşürüldükten sonra 1689′da üniversite parlamentosuna girdi. 1693′de yeninden bunalıma giren Newton’un yakın dostları John Locke ve Pepys ile arası bozuldu. 2 yıl sonra düzeldiyse de bilimsel çalışmalarda eski verimliliğini gösteremedi. 1699′da darphane müdürlüğüne getirilerek Londra’ya yerleşti. 1701′de profesörlükten ayrıldı. 1703′de Royal Society’nin başkanı oldu.1704′de sonsuz küçükler hesabını da içeren Optik adlı kitabını yayınlayınca Leibniz arasında tartışma başladı.Leibniz sonsuz küçükler hesabını Newton’dan 20 yıl önce yayınlamıştı. Newton’un hayatının son 25 yılı bu tartışmalarla geçti ve 20 Mart 1727′de Londra’da öldü.
Newton bilimsel çalışmalarının yanı sıra ilahiyata da ilgi duydu. Aslen Yahudi olan Newton İncil’deki kutsal üçlemeye karşı çıkan kronolojik bir eserde yazmıştır.Newton’un önemi antik çağda başlayan ve daha sonra İslam uygarlığı aracılıyla Avrupa’ya geçen ve Kopernik, Kepler, Galileo tarafından savunulan fikirleri tutarlı olarak birleştirebilmesidir. Sonsuz küçükler hesabını bularak analitik geometriyi geliştiren İslam uygarlığından bu yana matematikteki en önemli gelişmeye imza atması da onu yücelten en önemli faktördür.
JAMES MAXWELL
13 Haziran 1831 tarihinde İskoçya’nın Edinburg kentinde dünyaya gelen James Maxell elektro-magnetizma kuramını geliştirmiştir. Modern fiziği etkileyen fizikçiler arasında en büyüğü kabul edilen Maxwell bilime yaptığı katkılarla Newton ve Einstein’la aynı düzeyde tutulur.
James Maxwell
Maxwell Edinburg’un tanınmış ailelerinin birinin çocuğuydu. 1841-1847 arasında Edinburg akademesi’nde okudu. İlk bilimsel makalesini 14 yaşındayken yayımladı. 1847′de Edinburg Üniversitesine giren Maxwell, 1850′de Cambridge Üniversitesine geçti. Ve buradaki Trinity College’dan 1854′de mezun oldu. 1855′de Trinity College’da öğretim görevlisi olan Maxwell babası hastalanınca İskoçya’ya döndü. Ertesi yıl Marischal College’da doğa felsefesi profesörü oldu. College’ların birleştirilmesinden dolayı işsiz kaldı. İş bulamayınca İskoçya’dan ayrıldı. 5 yıl King’s College’da görev yaptı. Bu dönemde elektro-magnetik kuram üzerine çalıştı. 1865′de görevinden ayrıldı. İskoçya’ya çekilen Maxwell buradaki çalışmalarını 1873′de yayınlayarak bütün elektro-magnetik olayları 4 yalın denklemle açıklayarak büyük bir başarı kazandı. Böylece elektro-magnetik olaylar sağlam bir temele oturtulmuş oldu. Fiziğin başka alanlarında da çalışmalar ortaya koyan Maxwell 5 Kasım 1879 tarihinde Cambridge kentinde bir hastalık sonucunda ölmüştür. Hayatı boyunca hiçbir unvan ve ödül almamıştır.
Maxwell’in önemi mekanik olayları açıklayabilecek birleştirici kuram ortaya koyan Newton’dan sonra elektro-magnetik olayları açılayabilen birleştirici kuramı ortaya atmış bir kişi olmasıdır.
ALBERT EINSTEIN
1879 yılında doğan Albert Einstein Almanya’daki okulların sıkı disiplininden ve Alman sisteminin militarist olmasından mutsuz olarak 16 yaşında İsviçre’ye gitti. Eğitimini orada tamamlayan Einstein İsviçre patent bürosunda işe başladı. 1905′den itibaren modern fiziğin gidişatını değiştirecek 3 makale yayımladı.
Albert Einstein’ın bilinen en eski fotoğrafı
Fotoelektrik olay hakkında olan ilk makale ışığın parçacık ve dalga özelliği gösteren ikili bir karakteri olduğu hakkındaydı. İkinci makalenin konusu ise Brown hareketi olarak bilinen akışkanlardaki taneciklerin hareketi üzerineydi. Bu makale kuşku duyanları ikna ederek kuram ve deney arasında sağlam bağ kurulmasını sağladı. Üçüncü makale ise özel görelilik kuramı hakkındaydı.
Albert Einstein’ın Avrupa yılları
Fizik dünyasının çoğu Einstein’ı kuşkuyla karşılamasına rağmen Einstein’ın en beklenmedik sonuçları bile kısa sürede doğrulandı. Einstein 1913′de Berlin’de çalışmaya başladı. Bu dönemde kütle çekimi kuramını iki yüzyıl önce Newton’un bıraktığı noktadan alarak 1916′da genel görelilik kuramı olarak ortaya koydu. Genel göreliliğin ortaya koyduğu uzay-zaman bükülmesi gibi bütün sonuçlar daha sonraki yıllarda yapılan deneylerle doğrulandı. Daha sonra kuram evrenin genişlemesinin bulunmasıyla da uyum sağladı.
Einstein’ın 1917′de ortaya attığı ışınımın uyarılmayla yayımlanması fikri kırk yıl sonra lazerin bulunmasıyla sonuçlandı. 1920′lerde gelişen kuantum mekaniğinden rahatsız olan Einstein klasik belirlenimci görüş yerine olasılıkçı görüşü kabul etmedi. Kuantum mekaniğine karşı “Tanrı zar atmaz” diyen Einstein ilk defa yanılmış oldu.
Medyanın peşinde olduğu Albert Einstein
Bütün dünya çapında büyük bir üne kavuşan Einstein Nazi iktidarıyla birlikte 1933′te Almanya’yı terk etti. Hayatının gerisini A.B.D’de geçirdi. Einstein hayatının son yıllarını kütle çekimi ile elektro-magnetik kuramı birleştirecek olan kuramı aramakla geçirdi, ama bunda başarısız oldu. Halen bu problem çözüm beklemektedir. Einstein 1955′te Princeton’da hayata gözlerini yumdu. Time dergisinin yaptığı ankette 20. yüzyılın en büyük kişisi seçildi.
STEPHEN HAWKING :.
Stephen Hawking’in iddiasi: 21. yüzyilda insanlar yenilenecek
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, Hindistan’in Bombay kentinde katildigi “Strings Kurami 2001″ Konferansinda gelecek yüzyili degerlendirerek insanin 100 yil içinde dünya disinda baska gezegenlere yerlesebilecegini ve genetik bilimi sayesinde de gelecek yüzyil içinde mükemmel insanin türetilicegini söyledi.
“Zamanin Kisa Tarihi” adli yapitiyla taninan ünlü Ingiliz fizikçi Bombay’daki 2 haftalik konferansta, 3000 kisiye “Gelecekte bilim” konusunda bilgi verdi. 59 yasindaki Hawking, 100 yil içinde insanin Dünya disinda baska gezegenlere yerlesebilecegini kesin dille anlatti.
“Gen mühendisliginin iyi bir is oldugunu söylemiyorum. Ancak gelecekte, begenelim begenmeyelim, (gelecek yüzyil ya da binyilda degilse bile) önümüzdeki milyonlarca yil içinde muhtemelen genetik olarak gelistirilmis insanlar olacaktir” diyen Hawking, gezegenimizin, dogayi koruma önlemlerine gereken önem verilmezse 2800 yillarinda tamamen yasanmaz bir gezegen olacagi tahmininde bulunan bir bilim adami olarak taniniyor.
Bebekler rahim disinda gelisecek
Evrenin gizemlerinin ve fizik bilimindeki çeliskili görünen kuramlarin uzlastirilmasi ve açiklanmasina yardimci olmayi hedefleyen “Dizi” kuramini tartismak üzere, ABD ve Bati Avrupa disinda ilk kez Bombay’da düzenlenen “Strings 2001″ konferansinda Hawking, gelecek yüzyilda, yine “begenelim begenmeyelim” bebeklerin rahim disinda yapay ortamlarda dölüt (cenin) gelisimlerini tamamlayabileceklerini anlatti.
Ingiltere’nin büyük fizik alimi Sir Isaac Newton’un (1642-1727) Cambridge Üniversitesi’ndeki Lucas Kürsüsü’nün basinda olma onurunu tasiyan Hawking, uzun uzay seyahatleri için insanin zihinsel-bedensel yeteneklerini gelistirmek zorunda oldugunu belirtti.
Konferansta, “Gelecek yüzyilda kendimizi yok etmezsek, gezegenlere ve yakin yildizlara gidebilecegiz” diyen Hawking’in Dizi Kurami, kanitlanirsa evrenin kökeni ve kaderi üzerine çok sey aydinlasmis olacak.
Insandan daha gelismis bir irk yok
Evrenin dogumuna iliskin “Büyük Patlama Kurami” atomalti dünyanin gücü ve uzayda isik yutan karadelikler üzerine uzman olan Stephen William Hawking, baska gezegenlerde insandan daha fazla gelismis bir irk bulunmasinin muhtemel olmadigini söylerken, dinleyicilere söyle takildi:
“Insandan daha geliskin çok üstün canli türleri varsa niye diger gökadalara yayilmadilar… Veya bizi ziyaret etmeyip de bizi kendi halimize birakip basimiza açtigimiz dertlere yanmamizi seyredelenler olabilir mi ?.. Daha düsük düzey bir yasam sekline bu denli hürmetkar olabileceklerinden süphe ederim.”
DNA tüm yasam için temeldir
Genetik mühendisliginin, yeryüzünün daha iyi beslenmesi için bitkilerde ve hayvanlarda ekonomi için sinirlandirilmasai gerektigini söyleyen Hawking, “DNA Yer’de tüm yasam için temeldir. Insan irki ve DNA’si hizla karmasikligini arttiracaktir” dedi.
Dünya nüfusunun süratle artmasinin mutlaka aile ve nüfus planlamasiyla önüne geçilmesi gerektigini vurgulayan Hawking, 7 milyara yaklasan dünya nüfusunn her 40 yilda bir ikiye katlandigini hatirlatti. “Böyle giderse 2 bin 600 yilinda dünyada tüm insanlar omuz omuza sikisik duracaklar” diyen Hawking, bu nüfusu besleyebilecek elektrik üretiminin de yerküreyi kipkirmizi korlastiracak kadar isitabilecegi yollu benzetme yapti.
Önümüzdeki yeni yüzyilda, daha da modern yöntemlerle, insanlarin genleriyle oynanarak onarilacagi ve yenilenecegi bildirildi.
Matematik ve fizik dersi verdigi Cambridge Üniversitesi’nde konuyla ilgili bir açiklama yapan ünlü Ingiliz astrofizikçi Stephen Hawking ‘‘genetik mühendisliginin iyi bir sey oldugunu savunuyorum sanilmasin. Sadece, sevsek de sevmesek de, bu olayin yeni yüzyilda gerçeklesecegini dile getirmek istiyorum’’ diye konustu..
Hastaligi nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olan, 1985 yilindan bu yana konusamayan ve bilgisayarli ses cihazi araciligiyla derdini anlatabilen bilimadami Hawking, genlerle oynanmasi sonucu, birkaç yüzyil sonra insanlarin simdikinden daha degisik bir görünüme sahip olacagina inandigini, çünkü su anda bilimadamlarinin DNA’nin sirlarini hizla çözmeye basladigini söyledi.
GENLERLE OYNANACAK
Hawking, su görüsleri savundu: ‘‘Günümüzdeki insanlara benzeyen tiplerin yer aldigi Uzay Yolu gibi bilim kurgu filmlere inanmiyorum. Insanlarin üzerinde genetik mühendisligin yasaklanmasi isteniyor. Ama ben bunun yasaklanabilecegine ihtimal vermiyorum. Ekonomik nedenlerle, hayvanlar ve bitkilerin genleriyle oynanmasina izin verilecek. Ve birgün biri, insanlarin genleriyle de oynayacak. Eger totaliter bir dünyada yasamiyorsak, biryerlerde birileri, insanlari yeniden yaratarak gelistirmeyi denemesi kaçinilmazdir.
Derleyen: Erhan AVCI